1985 yılında Robert Zemeckis’in yönettiği ilk filmle başlayan bu üçleme, dünya çapında büyük bir hayran kitlesi kazanmış ve sinema tarihinin unutulmazları arasına girmiştir.
İlk film 1985, ikinci film 1989 ve üçüncü film ise 1990 yılında gösterime çıkmıştır.
Türkiye olarak Marty McFly‘ı (Michael J. Fox) Yektan Kopan’ın sesinden ve Dr. Emmett Brown‘u (Christopher Lloyd) ise Sezai Aydın’ın sesinden dinleyerek bu filmi izledik.
Marty McFly’ı Yekta Kopan‘dan
Dr. Emmett Brown’ı ise Ercan Demirel‘ın sesiyle olan versiyonu.
Bu dublaj versiyonu ilk olarak 2002’de VCD, 2005’de DVD ve 2010 yılında BLU-Ray olarak yayınlanmış. Tv kayıtlarına bakacak olursak ilk olarak 2010 tarihinde yayınlanmış.
Bahsettiğim seslendirmeden ufak bir örnek.
Kısaca seriyi özetleyecek olursak;
Geleceğe Dönüş – 1 (1985)
Çılgın bilim insanı doktor Emmett Brown, DeLorean marka bir aracı zaman makinasına dönüştürmüştür. Kendi deyimiyle “Bana göre bir arabaya zaman makinası monte edilecekse, neden şık bir araba olmasın? Ayrıca paslanmaz çelik karoseri (yapısı) sayesinde akı dağılımı…” Ancak zaman makinasının çalışması için 1.21 GigaWatt‘lık bir enerjiye ihtiyaç duymaktadır ve doktor bunu plütonyum kullanarak yapmıştır.
İlk zaman yolculuğu testini yapmak için Marty ve Doktor 01:15’de İkiz Çamlar AVM’nin otoparkında buluşurlar. Marty kamera ile çekime başlar, zaman makinasının içerisine Doktor’un köpeği Einstein’ı yerleştirler, saatleri ayarlarlar ve 01:20’de ilk deney yapılır. Saat 88mph/140 kmh hıza ulaşan zaman makinası 1 dk sonrasına gitmek üzere ayarlanmış bir şekilde ortadan kaybolur ve 1 dk sonra zaman makinası aynı yer, aynı zamanda tekrar ortaya çıkar. Böylelikle deney başarılı olmuştur. Doktor ve Einstein’in saatlerine bakıldığında arada 1 dakikalık zaman farkı oluştuğu gözlemlenmiştir.
Doktor, Marty’e zaman makinasının nasıl çalıştığını anlatır. Zaman makinasının temellerini oluşturan akı kapasitörünü (flux capacitor) ilk icat ettiği günü 5 Kasım 1955 tarihini zaman makinasına girer. Ardından o gün olanları anlatmaya başlar.
Marty, Doktor’a DeLeroen’ın benzin ile çalışabilir mi? sorusunu yönettiğinde, Doktor bu soruya “Maalesef hayır. Biraz daha güçlü bir şeye ihtiyacı var. Plütonyuma.” Doktor, bir grup Libyalı teröristin kendisinden bomba yapmalarını istediklerini, plütonyumu alıp, onlara içi tilt makinası parçaları ile dolu bir bomba verdiğini anlatır. İşte tam bu sırada bahsi geçen Libyalı teröristler gelir, Doktor’u öldürler. Teröristler, plütonyumu onlardan çaldığı için intikam peşindedir. Marty ise kendini kurtarmak için DeLorean’a atlayarak farkında olmadan 1955 yılına gider.
Marty’nin en büyük sorunu, geçmişte kaldığı sürece kendi varoluşunu tehlikeye atmasıdır.
Marty ilk başta nereye geldiğini kavrayamaz. Ancak sonradan kendisinin aynı yerde Hill Valley’de ancak 1955 yılında olduğunu anlar. Annesi (Lorraine) ve babasının (George) genç hali ile tanışır. Farkında olmadan olayların akışını değiştiren Marty. Annesi ile babasının aşık olması gereken olayda kendisi başrole geçmiş olur. Kendisini Kelvin olarak tanıtan Marty’e aşık olan genç annesisi problemlerden sadece 1 tanesinidir.
Marty’nin varlığını sürdürmesi ve geleceğe dönmeyi başarması için;
İşleri tekrar eski haline getirmesi, annesini babasına aşık etmesi ve zaman makinasını tekrar çalıştırması gerekir.
Geçmişteki doctor’un yanına giden Marty önce olanlara doktor’u ikna etmesi gerekir. Sonrasında geçmişte geçirdiği kaldığı süre boyunca kendi varoluşunu tehlikeye attığını doktor’dan öğrenir. Marty’nin yanındaki aile fotoğrafından abisinin başı silinmeye başlamıştır. Ancak geçmişte sıkışıp kalan Marty’nin geleceğe dönmesi için 1.21 gigawatt gücündeki enerjiyi sağlayacak Plütonyum 1955’te bulunmamaktadır.
Doktor böyle bir elektrik enerjisinin tek kaynağının bir yıldırım olduğunu ve yıldırımların ne zaman, nereye düşeceklerinin asla bilinemediğini söyler. Marty ise doktor’a bildiklerini söyler. Gelecekte saat kulesi için toplanan bağış bröşürüne Marty’nin sevgili Jennifer haftasonu büyükannesinde olacağını ve telefon numarasını bu bröşürün arkasına yazmıştır. Bu sebeple broşür Marty’nin üzerindedir. Kağıtta yazan bilgiye göre gelecek cumartesi saat 22:04’te saat kulesine bir yıldırım düşeceğidir. Doktor bu enerjiyi zaman makinası yönlendirebilecek bir düzenek üzerinde çalışmaya başlar.
Marty, 1955’teki ailesiyle uğraşırken babası George’un kendine güvenmesini sağlamak için de çeşitli çabalar gösterir. George, nihayet Lorraine’i kurtarıp ona aşkını ilan ederek evrenin düzenini geri getirir. Marty, annesi ve babasının yeniden bir araya gelmesini sağlar ve zaman makinesini kullanarak yıldırımın düşeceği saatle senkronize olup 1985’e geri dönmeyi başarır. Ancak dönüşünden önce Dr. Brown’a gelecekte onu öldürecek olan Libyalı teröristlerin saldırısı hakkında uyarı dolu bir mektup bırakır.
Marty, 1985’e geri döndüğünde hayatında büyük değişiklikler olduğunu fark eder. Babası George, özgüvenli bir yazar olmuş, annesi mutlu ve sağlıklı bir hale gelmiş, Biff ise artık zayıf ve saygılı bir karaktere dönüşmüştür. Dr. Brown ise Marty’nin mektubunu okuyup önlemler almış ve saldırıyı atlatmayı başarmıştır. Film, Doc’un Marty ve kız arkadaşı Jennifer’ı alarak gelecek hakkında yeni bir maceraya çıkacaklarını söylemesiyle sona erer.
Marty’nin en büyük sorunu, geçmişte kaldığı sürede kendi varoluşunu tehlikeye atmasıdır.